İngiltere’nin The Guardian gazetesinden Ruth Michaelson, Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tipinden çıkacak sonuçların muhtemel ekonomik tesirlerine ilişkin haberinde, “Erdoğan, seçimi önde götürürken Türkiye’deki ekonomik krizin derinleşmesi bekleniyor” öngörüsünü paylaştı.
Ruth Michaelson, haberinde, “Analistler, Erdoğan’ın zaferinin yüksek enflasyon ve halihazırda pahası hiç olmadığı kadar düşük olan Türk Lirası ile birlikte daha fazla istikrarsızlığa yol açabileceğinden korkuyor” sözlerine yer verdi.
‘HAYAT PAHALILIĞI KRİZİ TAKVİYESİ AZALTMADI’
Cumhurbaşkanlığı seçiminin 14 Mayıs’taki birinci tipini Cumhur İttifakı’nın adayı, AK Parti Genel Lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önde tamamladığını hatırlatan Ruth Michaelson, birinci sonuçların akabinde Türk Lirası’nın pazartesi günü piyasalar açıldığında tarihte görülen en düşük düzeyine gerilediğini kaydetti.
Cumhur İttifakı’nın da mecliste çoğunluğu elde ettiğini aktaran Michaelson, “Geleneksel olmayan iktisat siyasetleri, enflasyonun artmasına ve besin ile başka temel eserlerin fiyatının yükselmesine katkıda bulunmuş olsa da hayat pahalılığı krizi ile ilgili yaygın kaygılar, seçimlerde Erdoğan’a olan takviyesi azaltmadı” müşahedesini paylaştı.
‘UMUTLAR UÇUP GİTTİ’
Capital Economics’ten Liam Peach de bahse ait olarak, “Muhalefetin zaferine ve klâsik bir siyaset oluşturmaya dönüşe yönelik umutlar uçup gitti. Bunun yerine, artık Erdoğan’ın zaferinin Türkiye’de makroekonomik istikrarsızlığa yol açabileceğine dair çok gerçek bir risk var. Buna önemli bir para ünitesi krizi tehdidi ile bankacılık ve ülke borç durumlarında daha fazla tansiyon de dahil” değerlendirmesinde bulundu.
Dünya Bankası’na nazaran Türkiye’nin dünyanın en büyük 19’uncu iktisadı olduğunu kaydeden Ruth Michaelson, Dünya Bankası’nın Türkiye’de son 5 yıldır tesirli olan ekonomik krize, ekonomik büyümeyi ‘kredi patlaması ve talebi canlandırmaya’ takviye eforlarının eşlik ettiği istikametindeki müşahedesini de okurlarıyla paylaştı.
‘KİM KAZANIRSA KAZANSIN…’
Bloomberg’den ekonomistlerin Merkez Bankası’nın Aralık 2021’den bu yana Türk Lirası’nı desteklemek için 177 milyar dolardan fazla harcadığı tarafındaki kestirimine de atıfta bulunan Michaelson, ABD merkezli kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in, “Kim kazanırsa kazansın, bir sonraki hükümet bastırılmış döviz talebi ve Türk Lirası üzerindeki baskı, geniş bir cari açık, azalan memleketler arası rezervler ve yüksek enflasyonun tesirli olduğu kuvvetli bir ekonomik yerle karşı karşıya kalacak” öngörüsünde bulunduğunu hatırlattı. (DIŞ HABERLER)